GÜRÜLTÜYÜ KONTROL ALTINA ALMAK
GÜRÜLTÜ MARUZİYETİ ÖLÇÜMÜ
Gürültü en basit tabirle istenmeyen, hoşa gitmeyen ses olarak nitelendirilmektedir ve insan ortamındaki en kalıcı fiziksel etkendir. İnsanların işitme fonksiyonlarını olumsuz etkilemesinin yanında diğer vücut işlevlerinin de olumsuz etkilenmesine neden olmaktadır. Kardiyovasküler hastalıklar, uyku bozuklukları, bağışıklık etkileri, performans etkileri gibi insanlar üzerinde bir dizi hastalığa neden olabilmesinin yanında en büyük etkisi işitme kaybıdır. Yetişkinlerdeki işitme kaybının %16’sı mesleki gürültü kaynaklıdır.
Bu sebeple çalışma ortamındaki gürültü düzeyinin belirlenmesi hem iş sağlığı ve güvenliği hem de çalışanların verimi açısından önemlidir.
Gürültü konusundaki yasal düzenlemeler 28721 sayılı Resmi Gazete’de 28.07.2013 tarihinde yayımlanan “ÇALIŞANLARIN GÜRÜLTÜ İLE İLGİLİ RİSKLERDEN KORUNMALARINA DAİR YÖNETMELİK” kapsamında belirtilmiştir. Maruziyet eylem değerleri ve maruziyet sınır değerleri, risklerin değerlendirilmesi ve azaltılması ile ilgili konulara değinilmiştir.
İşverenlerin sorumlulukları arasında meslek hastalıklarının oluşumunu önlemek yer almaktadır. Meslek hastalığı yapıcı etkenler kontrol altına alındığında hastalıkların oluşumu minimize edilebilmektedir.
İşveren, en düşük maruziyet eylem değerleri aşıldığı durumda kişisel koruyucu donanımları hazır halde bulundurması gerekmektedir. En yüksek maruziyet eylem değerine ulaşıldığında ya da aşıldığı takdirde kulak koruyucu donanımların çalışanlar tarafından kullanımının sağlanması gerekmektedir. İşveren bu durumda sınır değerlerin altına inmek için önlem almak zorundadır.
Yönetmelik/Kuruluş | LEX, 8 Saat İçin Değerler |
Çalışanların Gürültü İle İlgili Risklerden Korunmasına Dair Yönetmelik | En düşük maruziyet eylem değeri; 80 db(A)
En yüksek maruziyet eylem değeri; 85 db(A) Maruziyet sınır değeri; 87 db(A) |
OSHA | Maruziyet sınır değeri; 90 db(A) |
NIOSH | Maruziyet sınır değeri; 85 db(A) |
Gürültü ölçümünün yapılması geniş bir konu olmasının yanında apayrı bir tekniğe sahiptir. Ses türleri, süreye bağlı olarak değişkenler gibi birçok faktör ile gürültü ve ölçülmesi planlanan seslerin özelliği büyük oranda değişebilmektedir. Bu sebeple de ölçümler için kullanılacak ekipmanlar koşullara ve amaca uygun seçilmez ise sağlıklı sonuçlar elde etmek mümkün değildir. Gürültü maruziyet ölçümlerinde kullanılan cihaz belirtilen fotoğrafta görülmektedir.
Maruziyet Ölçümü Aşamaları ve Stratejileri
Gürültü maruziyet seviyelerinin belirlenen standartlara uygun olabilmesi adına gürültü ölçümü gerçekleştirilmektedir. Kişisel gürültü maruziyeti TS EN ISO 9612 standardı doğrultusunda belirlenen kriterler baz alınıp ölçülerek, değerlendirilmektedir.
Ölçümlere başlanılmadan önce ele alınan iş, çalışanlar hakkında yeterli bilgi, işyerindeki bölümlerde kullanılan makine/tezgâh hakkında ön bilgi, makine yerleşim planı gibi bilgiler elde edilmedir. Böylece uygun bir ölçüm stratejisi seçilebilmektedir.
Ön incelemelerin gerçekleştirilmesinin ardından ölçüm stratejisi seçilmelidir. İlgili olduğu takdirde birden fazla ölçüm stratejisi kullanılabilmektedir.
Sabit çalışma yeri olması halinde ya da çalışanın sabit yerde olmasa da az sayıda görevinin bulunması durumunda görev tabanlı ölçüm; öngörülemeyen iş düzenin olması durumunda ya da çalışanın hareket halinde çok farklı işler yapması halinde tüm gün ölçüm; görev süresi ya da görevin belli olmaması durumunda iş tabanlı ölçüm metodolojisi kullanılması tavsiye edilmektedir.
- Görev Tabanlı Ölçüm: Gün boyu gerçekleştirilen çalışmalar parçalara ayrılarak her görev için ayrı ses basınç seviyesi ölçülmektedir. Görev süresi 5 dakikadan kısa olduğunda her ölçüm süresi görev süresine eşit olmalıdır. 5 dakikadan daha uzun süreli görev olması durumunda her ölçüm süresi en az 5 dakika olmalıdır. Gürültü görev sırasında periyodik ise her ölçüm en az 3 periyodu kapsamalıdır. Eğer 3 periyodun süresi 5 dakikadan kısa olur ise her ölçüm en az 5 dakika olmalıdır.
- İş Tabanlı Ölçüm: Çalışanlar; iş unvanına, çalışma alanlarına, görevlerine göre homojen gürültü maruziyet grupları belirlenir.
Maruz Kalınan Homojen Gruptaki İşçi Sayısı | Maruz Kalınan Homojen Gruba Dağıtılmış Minimum Toplam Ölçüm Süresi (saat) |
ng≤5 | 5h |
5<ng≤15 | 5h + (ng-5)×0,5h |
15<ng≤40 | 10h + (ng-15)×0,25h |
ng>40 | 17h veya grubu bölün |
Homojen gürültü maruziyet gruplarının toplam ölçüm sürelerinin belirlenmesi
Her grubu temsilen en az 5 farklı ölçüm yapılmaktadır. Yapılan 5 ölçümün toplam süresi tablodan hesaplanan toplam ölçüm süresinden fazla ya da eşit olmalıdır.
- Tam Gün Ölçüm: Gürültü maruziyetini temsil eden 3 tam gün ölçüm yapılmaktadır. Ölçüm planlaması yapılırken en az 3 kişilik bir grup oluşturulabilirse; farklı günlere ihtiyaç olmadan 1 gün içerisinde 3 kişiye de dozimetre takılarak 3 tam günlük ölçüm alınabilmektedir. Çalışma süresinin tamamında ölçüm yapmak mümkün değil ise gürültüye maruz kalınan sürenin önemli kısmında ölçüm alınarak maruziyet değerleri belirlenebilmektedir.
Stratejinin belirlenmesinin ardından ölçümler gerçekleştirilmektedir. Dozimetre cihazlarında bulunan mikrofon, gürültüye maruz kalan kulağın iç kulak kanalından en az 0,1 m uzaklıkta omuz başına takılır ve omzun yaklaşık 0,04 m yukarısına takılmaktadır. Mikrofon ve kablo mekanik etki ya da kıyafetten kaynaklı örtmenin sebep olmayacağı şekilde takılmalıdır. Sonucu etkileyecek olan herhangi bir hata ya da belirsizlik kaynağı var ise değerlendirilmelidir. Sonuçlar ve belirsizlikler TS EN ISO 9612 standardı kapsamında hesaplanmaktadır.
Gürültü Maruziyetlerinin Çalışan Sağlığına Etkileri
Endüstrilerde gürültünün sebep olduğu işitme kayıpları fiziksel etmenlere bağlı olarak meydana geldiğinden dolayı meslek hastalığı olarak nitelendirilmektedir.
Gürültü maruziyet süreleri son derece önemli faktördür. Gürültüye maruz kalmanın kişiden kişiye farklı sonuçları vardır. Gürültü şiddeti, maruz kalma süresi, kişisel duyarlılık ve yaş gürültüden etkilenmeyi doğrudan etkileyen faktörlerdir.
Gürültünün sağlık açısından değerlendirilmesinde yaş faktörü önemlidir. İşitme kayıpları da görme kayıplarında olduğu gibi 40 yaşlarında başlamaktadır. Bu sebeple işitme kayıplarının hesaplanması 40 yıl ile sınırlıdır ve her yıl odyogramdan sonra 0,5 dB yaşa bağlı işitme kaybı düşülmektedir.
Gürültüye bağlı işitme kayıpları ülkemizde ve dünyada sık görülen önemli meslek hastalıklarından biridir. Yapılan çalışmalarda; ülkemizde mesleki gürültü nedenle işitme kayıpları sayısının 200 bini aştığı belirtilmektedir.
Polonya’da 2011 yılında madencilik sektöründe çalışan 148.000 işçiden
26.000 işçinin gürültüye maruz kaldığı belirlenmiştir. Resmi kayıtlara göre Polonya’da 2006-2010 yılları arasında 354 madencinin, 2010 yılında 74 madencinin kalıcı işitme kaybına maruz kaldığını belirtmişlerdir.
İsveç’te toplam çalışanların %92’lik bölümü gürültüye maruz kaldığını belirtmektedir. Kanada ve ABD’de en sık görülen on meslek hastalığı arasında yer almaktadır. Amerika Birleşik Devletleri’nin çalışan nüfusunun yaklaşık %11’inde işitme güçlüğü (yaklaşık %24’ü meslek hastalığı kaynaklı), %8’inde kulak çınlaması ve %4’ünde ise kulak çınlaması ve işitme güçlüğü bulunmaktadır.
Aşırı gürültü nedeniyle işitme kaybı gibi sorunların yaşanmaması için alınacak birtakım önlemler vardır. Bunlar; gürültülü ortamlarda çalışan işçilerin periyodik olarak genel sağlık muayenelerinin yapılması, buna ek olarak duyma durumunda azalma veya başka herhangi bir bozukluk görülmesi halinde bu kişilerin tedavi altına alınmasıdır. Ayrıca kulak ve sinir hastalığı veya hipertansiyonu bulunanlar, gürültülü alanlarda çalıştırılmamalı ve tedavi altına alınmalı, işveren gürültülü ortamlardaki işçiler için kulak koruyucu temin etmeli ve kullanıma hazır halde bulundurmalıdır.
Yüksek gürültü nedeniyle işitme kaybı gibi sağlık problemlerinin önlenmesi adına işverenin önlem alması gerekmektedir. Bu önlemler tıbbi önlemler, teknik koruyucu önlemler ve organizasyona ait önlemler olarak ayrılabilir.
Tıbbi koruyu önlemler; çalışanların sağlık muayenelerinin gerçekleştirilmesi yer almaktadır. Gürültü riski taşıyan çalışanlara belirli aralıklar ile odyometrik muayene yapılması gerekmektedir. Bu şekilde gürültü maruziyetinin işitme kaybına yol açmadan hastalığın erken dönemde teşhisi konulabilmektedir.
Teknik koruyucu önlemler; makine bakımlarının yapılması, susturucu cihazların kullanılması, gürültü kaynağı olan makinenin etrafının kapatılması, çalışanları gürültüden koruyacak olan kulak tıkaçları ve kulaklıkların kullanılması gerekmektedir. Kulak tıkaçları 10-20 dB’lik bir azalma sağlarken kulak manşonları 30-40 dB’lik azalma sağlamaktadır.
Organizasyona ait koruyucu önlemler hakkında eğer çalışma ortamında gürültüden kaçınılması mümkün değil ise çalışanların gürültüye maruziyeti belirli aralıklarda verilen dinlenme süreleri ile mümkün olduğunca azaltılabilir.
Sağlıklı ve güvenli işyerlerinde çalışmak çalışanların hakkıdır. Bu nedenle de çalışma ortamlarını sağlıklı ve güvenilir hale getirebilmek için mevzuatlarda bulunan eylemlerin gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Bu doğrultuda gürültü maruziyet ölçümlerinin gerçekleştirilmesi çalışan ve çevre sağlığı için önemlidir.
0 comments