İÇME SUYU ANALİZİ

İÇME VE KULLANIM SUYU ANALİZİNDE KONTROL EDİLEN PARAMETRELER: SAĞLIKLI SU İÇİN SU KALİTESİ

Temiz ve sağlıklı bir suya sahip olmak yaşamımız için oldukça önemlidir. Bu kriterleri sağlayabilmek adına suyun düzenli olarak analiz edilmesi, suyun kalitesinin belirlenmesi ve kontrol edilmesi gerekmektedir.

İçme ve kullanım suyu analizi, suyun kimyasal, fiziksel ve mikrobiyolojik özelliklerini inceleyerek su kalitesini belirlemektedir. İçme ve kullanım sularının analizinde kontrol edilen parametreler;

-Bulanıklık: Sularda bulanıklık, estetik ve su kalitesi açısında önemli bir kavramdır. Askıda katı maddeler ve çözünmüş organik maddelerden kaynaklı olarak sularda bulanıklık oluşmaktadır. Belirtilen maddeler arasında toprak, mikroorganizmalar, evsel ve endüstrilerden kaynaklanan organik ve inorganik maddeler yer alabilir.
Bulanıklık birimi olarak NTU (‘Nephelometric Turbidity Unit’) kullanılmaktadır. Türk Standartları Enstitüsü ve Dünya Sağlık Örgütü’ne göre içme suyunun bulanıklığı 5 NTU’dan fazla olmamalıdır.

-Renk: Suyun rengi içerisinde çözünmüş olarak bulunan organik ve inorganik maddelerden veya endüstriyel alanlardan kaynaklı oluşmaktadır. İçilebilir sınıfta yer alan su renksiz olmalıdır. Estetik açıdan da renk istenmeyen parametredir. Dünya Sağlık Örgütüne göre 15 Pt-Co, Türk Standartları Enstitüsü (TSE) tarafından ise 20 Pt-Co birimi geçmemesi önerilmektedir.

-Tat ve Koku: Tat ve koku estetik açıdan önemli parametrelerdir. İçme sularında organik maddelerin bozulması, dezenfeksiyon amaçlı kullanılan klorun su içerisindeki organik maddelerle reaksiyonu, mikroorganizmaların faaliyetleri sonucu suyun tadı ve kokusu olumsuz etkilenebilmektedir.

-Sıcaklık: İçme ve kullanım suyunun sıcaklığı, bir dizi faktörden etkilenebilir, suyun kalitesi ve kullanılabilirliği üzerinde çeşitli etkilere sahip olabilmektedir. Örneğin sıcak sular tat ve koku problemine yol açabilmektedir.  Sıcaklık, içme ve kullanım suyunun özellikleri ve tüketici talepleri göz önüne alınarak belirli sınır değerlere sahip olmalıdır.

-pH: pH kavramı sıvının asidik, bazik ya da nötr olduğunu göstermektedir ve 0-14 arasında değişmektedir. 7’nin altındaki sular asidik, 7’nin üstündekiler ise bazik özellik göstermektedir. Asidik sular aşındırıcı özelliğe sahip olmalarından kaynaklı borulardaki zehirli metalleri çözebilmektedir. Eğer su çok bazik olur ise suyun tadı değişmektedir aynı zamanda sabun gibi kayganlık hissi vermektedir. pH’ın değişikliği endüstriyel kirlenmeye bağlı olacağından dolayı sularda pH analizi oldukça önemlidir. ABD Çevre Koruma Ajansı (EPA) ve Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından 6.52-8.5; Türk Standartları Enstitüsü (TSE) tarafından ise 6.5-9.5 arasında olması önerilmektedir.

-Sertlik: Sert su, su içerisinde çözünmüş olarak bulunan Ca+2, Mg+2, Fe+2, Mn+2 gibi bazı metal katyonların derişimi ile ilgilidir. Suların sert olması evsel ve endüstriyel kullanımda istenmeyen durumdur. Suların sert olması; fazla sabun tüketilmesine, içeriğinde bulunan minerallerden kaynaklı boruların tıkanmasına sebep olmaktadır. Birçok olumsuz duruma sebep olmasında kaynaklı belli bir değer üzerinde olması istenmemektedir. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafında sertlik sınır değeri 500 mg/l olarak belirlenmiştir.

-İletkenlik: İletkenlik, sulu çözeltinin elektriği iletme kapasitesi olarak isimlendirilir ve suyun saflığını belirleyen bir özelliktir. Sudaki iyon miktarı arttıkça suyun iletkenliği de artmaktadır. Buna bağlı olarak sudaki iletkenliğin artışı, suya yüksek miktarda kirletici karıştığını göstermektedir. Türk Standartları Enstitüsü (TSE) tarafından 2500 µS/cm’yi geçmemesi istenmektedir.

-Serbest Klor: Serbest klor, su içeriğinde doğal olarak bulunmamaktadır. Su içerisindeki mikroorganizmaları yok etmek ve suyun temiz olmasını sağlamak adına dezenfeksiyon işlemi gerçekleştirilmektedir. Dezenfeksiyon işleminde klor gazı (Cl2) veya belli başlı klor bileşikleri sodyum hipoklorit (NaClO) ve kalsiyum hipoklorit (Ca(ClO)2) kullanılabilmektedir. Belirtilen bileşiklerin su ile reaksiyon vermeleri sonucunda hipokloröz asit (HOCl) oluşmaktadır ve bu asit serbest klorun bir formudur. Hipokloröz asit, serbest klorun suda çözünmüş halidir ve dezenfeksiyon işlemlerinde sıklıkla kullanılmaktadır. Fazlası, kötü tat ve koku yaratabilmektedir.
Türk Standartları Enstitüsü (TSE) tarafından serbest klor için sınır değeri 0,5 mg/l Cl2 olarak belirtmiştir.

-Amonyum: Su içeriğinde amonyum NH+4 varlığını ifade etmektedir. İçme ve kullanım sularına amonyum; organik maddelerin, bitki kalıntılarının bozunumu, tarım ve hayvancılık faaliyetlerinden sızan gübrelerden, endüstriyel atıklardan ya da kanalizasyon atıklarından kaynaklı bulunabilmektedir. Amonyum, su kalitesi ve güvenliği açısından önemlidir çünkü yüksek amonyum konsantrasyonları, suyun içindeki mikroorganizmaların büyümesine uygun bir ortam yaratabilmektedir. Türk Standartları Enstitüsü (TSE) tarafından yayınlanan TS 266 standardında amonyum için sınır değeri 0,5 mg/l olarak belirtilmiştir.

-Alüminyum: Hemen hemen bütün gıdalarda ve içme sularında doğal olarak bulunmaktadır. Suda fazla bulunması durumunda bulanık, mavimsi bir görüntü vermektedir. Vücutta fazla birikmesi halinde nörolojik rahatsızlıklara yol açmaktadır. Türk Standartları Enstitüsü (TSE) tarafından alüminyum için sınır değeri 200 µg/I olarak belirtilmiştir.

-Demir: Demir minerali doğal sularda bir miktar bulunuyor olsa da aşınmış ve eskimiş borulardan da suya karışabilmektedir.  Suda aşırı bulunması metalik bir tat vermektedir. Çamaşırhaneler, tekstil sanayi, sabun imalatı ve kâğıt sanayinde kullanılan sularda demirin varlığı istenmez. Çünkü demir minerali ürünler üzerinde leke bırakmaktadır. Türk Standartları Enstitüsü (TSE) tarafından demir sınır değeri 200 µg/l olarak belirtilmiştir.

Kolera, diyare, tifo, hepatit A gibi hastalıklar suların kirlenmesi sonucunda ortaya çıkabilmektedir. Hastalıklara neden olan mikroorganizmaların analizi zor ve masraflı olacağından kaynaklı gösterge mikroorganizmalar ölçülerek suyun mikrobiyolojik kalitesi ölçülmektedir. Bu amaçla en yaygın kullanılan mikroorganizma koliform bakterilerdir. Koliform bakterinin suda bulunması sağlık açısından herhangi bir olumsuz etki yaratmaz ancak zararlı mikroorganizma varlığını göstermektedir. En temel ifadeyle, TSE266 Standardı gereğince içme suyunda toplam koliform bakteri konsantrasyonunun sıfır olması önerilmektedir. Bu, içme suyunun en yüksek mikrobiyolojik kaliteye sahip olmasını sağlamak için önemli bir adımdır. Su kaynaklarının ve tesislerin düzenli olarak kontrol edilmesi, içme suyunun güvenli ve sağlıklı olmasını sürdürmek için hayati bir öneme sahiptir.  Türk Standartları Enstitüsü (TSE) tarafından koliform bakteri sınır değeri 0 EMS/100ml olarak belirtilmiştir.



Periyodik kontrol, belirli aralıklarla iş ekipmanlarını düzenli olarak
inceleyerek, olası arızaları tespit etmek ve önlemek amacıyla
gerçekleştirilen sistemli bir değerlendirme sürecidir.
Bu, işletmelerin güvenilirliğini artırmak, yasal düzenlemelere uyumu
sağlamak ve operasyonel mükemmeliyeti desteklemek için önemli
bir pratiktir.

İletişim

İOSB Mah. Bedrettin Dalan Bulvarı No:39 İpkas İş Merkezi Ofis No:97 Başakşehir/İstanbul Telefon:0212 945 88 45 GSM:0505 745 88 45 Fax:0212 945 88 45 Email:info@pintest.com.tr
© Copyright 2024 - Tasarım & Programlama: Artı Proses Kurumsal Hizmetler
×

Merhabalar.

Size nasıl yardımcı olabiliriz?

×